Diyanet İşleri Başkanlığının asli görevlerinden biri toplumun din konusunda aydınlatılmasını sağlamaktır. Bu da Başkanlığımıza çok geniş bir bilgi alanında sorumluluk yüklemektedir. Kültür ve medeniyet tarihi de bu alanın içinde yer almaktadır. Yurdumuzda aşağı yukarı bin yıllık bir tarihi olan Anadolu İslam kültür ve medeniyetinin ortaya koyduğu birikim de bu çerçevede değerlendirilmek suretiyle sözü edilen birikimin gerek ülkemizde gerekse yurt dışında ilgililerce daha iyi bilinip tanınmasını sağlamak amacıyla elinizde tuttuğunuz eser hazırlanmıştır.

Bilindiği gibi İslamiyet bir din olduğu kadar aynı zamanda da bir medeniyettir. İnsanlığın mutluluk ve kurtuluşunu amaçlayan İslam dini Peygamber Efendimiz (s.a.s) tarafından vazedildiği andan itibaren kendi sosyal prensiplerini de oluşturmaya başlamıştır. Özellikle Peygamberimizin (s.a.s) o zamanki adıyla Yesrib kentine hicretiyle yeni bir medeniyetin ilk tohumu olarak da atılmıştır. Peygamberimiz (s.a.s) Yesrib'in adını 'Medine' ile 'medeniyet' kelimelerinin aynı kökten geldiği ise bilinmektedir. Medine bu anlamda İslam kültür ve medeniyetinin beşiği rolünü üstlenmiştir.

Çağlar içinde İslam kültür ve medeniyeti beşiğinden çıkarak muazzam bir gelişme göstermiştir. İslam böylece hem din hem de medeniyet olarak dört bir tarafa yayılmıştır. Anadolu da bundan nasibini Müslüman Türklerin burayı yurt edinişiyle almıştır. Türklerin Anadolu'yu istila ve işgal etmeyip fetih ve fütüvvet yoluyla yurt edinmeleri de zaten İslam kültür medeniyetinin prensiplerine bağlılıklarındandır.