Bilinç Tene Kuşanınca yazarlığı ve insan hakları için verdiği mücadeleyle bellekte duran Susan Sontag'ın 1964-80 yılları arasında otuzlu-kırklı yaşları boyunca tuttuğu günlükleri içeriyor. Sontag'ın ölümünden sonra bu metinleri yayına hazırlayan oğlu David Reiff "Bu cildin özellikle annemin eğitimi olgunluğa erişmesi anlamında siyasal bir bildungsroman olduğunu da söylemek mümkün" diyor ve devam ediyor: "Bir anlamda annemin hayatını eksik bir şekilde anlatıyor günlükleri; çünkü günlüklerine mutsuzken yazma eğilimindeydi ne kadar mutsuzsa o kadar sık yazardı. Mutluyken günlüğünü eline almazdı pek. Dolayısıyla günlükteki ölçülerle gerçek hayattaki ölçüler birbirini tutmasa bile bana kalırsa aşktaki mutsuzluğu da yazmaktan aldığı derin tatmin duygusu gibi karakterinin bir parçasıydı." Susan Sontag ise "Hayatım boyunca mucizelere inandım" diyor. "Sonunda bir mucize yaratmaya karar verdim. Başarısız oldum. Ölmek istedim. Ama başarısız olmak istemiyorum dedim. Hayatta kalanlardan biri olmak istiyorum." Bilinç Tene Kuşanınca Susan Sontag'ın ani kararların kırılmaların ve keskin dönemeçlerin temsil ettiği hayatının bir dökümü.