İçinden geçmekte olduğumuz süreç dünyanın çok boyutlu bir kriz içinde olduğunu göstermektedir. Siyasal ekonomik sosyal ve kültürel düzlemde belirtileri iyice açığa çıkan bu krizin arkaplanları ciddi olarak yoklandığında yüzeysel değil paradigmatik bir nitelik taşıdığı görülecektir. Dolayısıyla siyasal ve ekonomik küçük dokunuşlarla halledilemeyecek ölçüde derin bütüncül ve düşünsel çabaları gerektirmektedir. Bu durum dünyaya egemen olan düşünsel perspektifin sorgulanması kadar yeni bir paradigma ile düşünce inşasını ajandamızın birinci gündemi kılmaktadır.
Elinizdeki kitap; bir yandan mezkur krizin en temeldeki düşünsel sebebinin bütün bilgi üretimi ve birikimine rağmen aşkınla sağlıklı bir ilişki kuramamaktan kaynaklanan anlam problemi ve aşkınlıktan kopuş diğer yandan mevcut sorunları aşma kapasitesine sahip olan paradigmanın İslam olduğu varsayımlarından hareketle İslam düşüncesinin sistematik olarak çağdaş inşasına odaklanmaktadır. Bu bağlamda "İslam Düşüncesinin Çağdaş İnşası" ismiyle vücut bulan bu kitap sistematik düşünce inşasının bir adım öncesinde yapılması gerekeni; bu konudaki temel meseleleri tartışmaktadır.