İslâmiyet halkı toplumsal yapısı itibariyle kabilecilik anlayışına dayalı geleneklerine bağlı bir bölgede ortaya çıktı. Ortaya koyduğu öğretiler ışığında yeni bir toplum inşa etmek için çeşitli reformları kaçınılmaz sayan İslâm dini ilk mücadelesini de büyük ölçüde bu geleneğin toplum üzerindeki olumsuz etkileri ile yapmıştır. Devletleşme sürecinin başladığı Medine döneminden itibaren bu reformlar ilk meyvesini vermiş ve güçlü bir İslâm toplumu meydana getirmişti. Diğer yandan geç dönemde Müslüman olmuş veya Hicaz bölgesi dışından gelip bu yeni dine girmiş kabileler ilk etapta teslimiyetçi bir duruş sergilemiş ancak Hz. Peygamber'in vefatıyla birlikte geleneklerini tekrar canlandırmak istemişlerdi. Erken bir dönemde başlayan bir takım iktidar mücadeleleri geleneklerini canlandırmak isteyen kabileler için yeni fırsatlara yol açtı. Bu duruma en iyi örneklerden birisi Yemenli Kinde kabilesi sayılabilir. Bu kabilenin lideri Eş'as b. Kays el-Kindî ise ilk dönem İslâm tarihinde bir kabile lideri olarak adından çokça bahsettiren önemli bir isim olmuştur.