Bugünkü medeniyetin mahiyeti itibariyle çok karışık iki problemi vardır ki insanlığın kurtuluş ve selameti bunların dengeli ve adaletli bir biçimde çözülmesine bağlıdır. Her toplumun bilim adamları filozofları ve önde gelenleri bu iki problemin çözümü hususunda sürekli kafa yormuşlardır.
Söz konusu iki problemin ilki insan cinsinin iki ayrı unsurunu teşkil eden erkek ve kadının toplumsal hayattaki karşılıklı münasebetlerinin nasıl düzenleneceği meselesidir. Çünkü medeniyetin temeli bu zemin üzerine kurulmuştur. Bundan ötürü eğer temelde bir dengesizlik ve düzensizlik varsa bu tüm medeniyet binasının yıkımına sebep olur.
Problemin ikincisi de fert ile toplum arasındaki münasebetlerin düzenlenmesiyle ilgilidir. Eğer fert ve toplum münasebetleri dengeli ve adil bir şekilde düzenlenmezse veya bu münasebetlerde bozukluk baş gösterir de bir anlaşmazlık ve çatışma çıkarsa insanlık bunun acısını asırlarca çeker.
Önemini basitçe ifade etmeye çalıştığımız bu iki mesele aslında çok karmaşık ve derindir. Kadın ve erkeğin tabiatı ve yaratılış gayesi her yönüyle ve tüm incelikleriyle gözden geçirilip tesbit edilmedikçe bu problemlerin halledilmesi şöyle dursun özünün anlaşılması bile mümkün değildir. Zira mevcut yapısı ve terkibiyle ilgi ve alakalarıyla kuvvet ve kabiliyetleriyle arzu ve ihtiyaçlarıyla cazibe ve ihtiraslarıyla kendi dışındaki sayısız unsurlarla sürekli olarak temas halinde bulunma zaruretiyle insan kocaman ve muazzam bir kainatın küçük bir örneğidir. Öyleyse insan bizzat kendi varlığının hakikatini ve tabiatını doğru bir şekilde kavrayamazsa elbette ki gerek hemcinsleriyle gerekse de dış dünya ile olan münasebetlerini dengeli ve adil bir biçimde kuramaz; problemlerin altından kalkamaz.
Bu eser size sağlıklı bir evlilik ve mutlu bir ailenin oluşturulmasında rehber olacaktır.