Prof. Dr. Necdet Çağıl son yıllarda yapılmış en önemli çalışmalardan birini tamamlayarak okuyucuların istifadesine sundu: Kitab-ı Mukaddesin Neyi Tahrif Edildi?[Tahrif Olayının İçyüzü ve Tarihî Arka Planı]. Prof. Dr. Necdet Çağıl bu çalışmanın ana ekseninin; son semavî kitap olan Kur'an'ın bildirdiği daha önce nazil olmuş Kitabı Mukaddes'le ilgili tahrif olayının mahiyetini tahlil ve açıklama amacına yönelik olduğunu belirtmektedir. Gerek Kur'an'ın bu konuda bildirdiği hakikatler gerekse Kitabı Mukaddes'in içeriği böyle bir çalışmanın önemini arttırmaktadır. Gerçi Kitabı Mukaddes ile doğrudan ya da dolaylı ilgi bağı oluşturan pek çok çalışma yapılmıştır. Buna rağmen bu tür çalışmaların gerekliliği yine de kendini hissettirmektedir. Çünkü kutsal metinle ilgili tespit ve söylemlerde temel kriter dinî millî ve kültürel aidiyet değil o metnin doğası ve vahyin saygınlığı olmalıdır. Bu çalışmayı farklı kılan husus bu konudaki hassasiyetidir. Çünkü bu çalışmada Kitabı Mukaddes'le ilgili tarihin bazı dönemlerinde yaşanmış olan "tahrif" olayının tarafsız ve elden geldikçe objektif verilere bağlı kalarak çözümleme iddiasıyla kaleme alınmış olduğu belirtilmektedir. Bilindiği gibi bazı çalışmalarda kendi kutsal kitabını ön plana çıkarmak adına başkalarının kutsal kitabına kusur nispet etme işinde Doğu-Batı kutuplu zıtlaşmalara rastlanması bu çalışmayı farklı kılmaktadır.
Kitab-ı Mukaddesin Neyi Tahrif Edildi kitabının birinci bölümünde Kitabı Mukaddes için metinsel bir tahrifin geçmişte yaşanmış olabileceğine ilişkin zan ve saplantıları besleyen bazı hususlara cevap aramaya çalışılmış. Bunun için Kur'an-ı Kerim ile Kitabı Mukaddes arasında kısmî karşılaştırmalara yer verilmiş. İkinci bölümde ise söz konusu tarihî tahrif olayının mahiyeti analiz edilmeye çalışılmıştır. Bunun için Kur'an ayetleri ışığında anlam ahkâm ve fonetik yönüyle başlıca üç farklı tahrif boyutu üzerinde durulmuştur. Üçüncü ve son bölümde ise söz konusu tahrifin Kitabı Mukaddes'in lâfzında değil manasında yaşandığını ispatlama adına Kur'an ve Kitabı Mukaddes'in karşılıklı konumları ve birbirine yaptıkları gönderiler konu edilmiştir. Olabildiğince objektif kalmaya çalışılarak yapılan bu değerlendirmelerle konunun Kur'an eksenli bir öğreti formuna dönüşmemesine gayret edilmiştir. Çünkü kutsal metinlere sıradan metinler gibi düz bir analiz mantığıyla yaklaşmak uygun değildir. Kutsal metinlerin sahip oldukları pek çok farklı özellikten dolayı daha titiz bir incelemeye muhtaç oldukları açıktır.