"Vezirim Muhtar Paşa!
"Bugünkü gün bulunduğunuz yer kahrolası düşmanın arzularını uyandıran Asya'nın en önemli bir noktasıdır. İşte bu yer büyük bir tehlikede bulunuyor. Maazallah ordunuzda bir vakitten beri görülen karışıklık ve bozgunlar bu defa da tekrar eder ve Erzurum düşman istilâsına girerse böyle üzücü bir olayın devletin maddî ve manevî varlığına açacağı yaralar size tarife muhtaç değildir. Binâenaleyh asıl iş görecek devletin üzerinizdeki nimet hakkını yerine getirme ve İslam milletinin sizden beklediği fedakârlığı ispat edecek gün bu gündür. Bulunduğunuz durum ve yer ki onun muhafaza olunamaması hepimize kıyamete kadar tarihlerimizden silinmeyecek ve askerlik namusumuza leke verecek hazin bir hâtıra olacaktır. Bunun olmaması için bütün askerin ve silâh kullanmaya gücü yeten halkın kanlarının son damlasını bu uğurda akıtıp savunma görevini ne pahasına olursa olsun yerine getirmeye
çalışmaları lâzımdır. "Bunun için bizzat vezirim İsmail ve İzzet ve Mustafa ve Hasan Paşalarla ciddi elbirliği
ederek bütün gücünüzü sarf eyleyiniz. Ve en büyük kumandandan başlayarak her kim savaş alanında bozgun çıkarır ve geçen muharebede olduğu gibi endişe ve korkuya kapılarak kaçma utancını işlerse onu derhal kurşuna diziniz. Ve askerin geri çekilmesini önlemek için diğer etkili askerî tedbirleri dahi alınız. Cümlenizi Hazret-i Hakk'ın hıfz ü nusretine tevdi eyler ve katiyen telâş ve korku göstermemenizi ve kendilerini korumaya güçleri olmayan biçarelerin ve bilhassa kadın ve çocukların emniyet ve muhafazalarını ayrıca tembih ederim. Vatanlarının savunmanın bu konuda fedakârlık ve gayret göstermenin; dini ve insani bir görev olduğu bu konuda azami direniş ve gayret göstermeleri benim arzum olduğunu Erzurum ve Erzincan ve Bayburt ve Kiğı kazalarıyla diğer civar yerlerin eşraf ve halkına acele olarak bildiriniz.
5 Kasım 1877
Sultan Abdülhamid-i Sâni