Sanat toplumsal hayatın her alanına nüfuz etmiş olmasına rağmen sanatın sosyal yaşamla kesişimleri genellikle ihmal edilen bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma sanatın toplumsal hareketler alanında nasıl ve ne şekilde yer aldığını ve bu alana katkılarını anlamaya yönelik bir çaba içerisindedir. Sanat ve toplumsal hareketler alanının kesişme noktaları analiz edilerek hem bu alanı hem de sanatın bu alanda üstlendiği misyonu anlamaya yönelik yeni bir niş açmayı hedeflemiştir. Sanatın bir ifade aracı olarak sosyal alandaki  kolektif beklentilerin oluşması görünürleşmesi ve talep edilmesi sürecinde  üstlendiği işlevler sonuç olarak sosyal alanın uyum ve birlikteliğine katkı yapmaktadır. Sanatla toplumsal hareketler arasındaki bu ilişkiyi  çalışmak bize birlikte oluşan ve ayrı düşünülemeyecek olan toplum ve sanat etkileşimini anlamak açısından yeni ve önemli bir fırsat yaratmaktadır. Bir bütün olarak bakıldığında çalışma dünyanın dört bir yanında yaşanmış ve yaşanmakta olan toplumsal hareketlerin sanat alanıyla kesişimlerini görmemizi sağlamaktadır. Benzer şekilde farklı hareketlerin kullandığı çeşitli sanat biçimlerini ve sanatın hareket kültürü içindeki konumunu anlama çabasını da içermektedir.