Kur'ân'ın içeriğine baktığımızda onun ilk muhataplar olan 7. Yüzyıl'da yaşayan Arapların ve özellikle Hz. Muhammed'in durumunu dikkate aldığını görmekteyiz. Hatta bazı ayetler doğrudan Hz. Muhammed'e hitap etmekte ve onun şahsi özelliklerinden ve davranışlarından bahsetmektedir. Dolayısıyla Kur'ân'ın içeriğinin belirlenmesinde Hz. Muhammed'in kişiliğinin etkin bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Bu sebeple Hz. Muhammed'in kişiliğini tespit etmek Kur'ân'ı anlamada önemli bir konuma gelmektedir. Bir insanın kişiliği ise doğuştan getirdiği mizaç ile birlikte yaşarken edindiği karakterin birleşmesinden oluşmaktadır. Hz. Muhammed'in kişiliğinin oluşmasında onun yetim olması çölde sütannenin yanında büyümesi küçük yaşta annesinin ve dedesinin ölmesi çobanlık yapması ticaret kervanlarıyla yolculuklara çıkması gibi etkenler belirleyici olmuştur. Sonuçta o; halim ve affedici yumuşak huylu insanların iman etmelerine düşkün kendisine gösterilen olumsuz tavırlardan çok etkilenen ve adaletli olmasıyla öne çıkan bir kişiliğe sahipti. Bu sebeple Allah yeri geldiğinde onun hoşgörülü ve yumuşak huylu olmasını övmüş yeri geldiğinde ise bu yöndeki davranışları sebebiyle eleştirmiştir. Bazen onun çekingen olduğu için söyleyemediği şeyleri onun adına söylemiş bazen de inkârcılara karşı sert ve acımasız olmasını emretmiştir. Kadınlara karşı duyguları konusu Hz. Muhammed söz konusu olduğunda gündeme gelen en hassas konulardan biridir. Her dönemde belli kesimlerce onun evlilikleri ve evlendiği hanımlarının bazı yönleri gündeme getirilmek suretiyle onun şahsında İslam'a itirazlar yöneltilmektedir. Oysa onun da bir insan olduğunu ve yaşadığı dönemin genel kabullerini göz önünde bulundurduğumuzda bu itirazların yersiz oldukları kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak Kur'an'ı en iyi şekilde anlamak için Hz. Muhammed'in kişiliğinin bilinmesi çok önemlidir.