Kur'an'ın anahtar kavramlarından olan zikir toplumumuzda anlam daraltılmasına uğramış ve Kur'an- Sünnet kullanımındaki zenginliğinden uzaklaştırılmıştır. Zikir denilince belirli virdleri ya bir disiplin içerisinde veya rast gele okumak hatıra gelmektedir. Kavrama böyle dar bir çerçeveden yaklaşım zikirden gereği gibi yararlanamamayı da beraberinde getirmiştir. Yıllardan beri bu hatalı ve eksik yaklaşım etkin kılınmıştır. Böyle önemli bir kavramın anlam daraltılmasına uğratılmasına gönlümüz yatışmadığı için kavramı ana kaynaklardan araştırmaya karar verdik. Klasik tefsir ve hadis kitaplarımızın büyük bir kısmını araştırdığımız gibi tasavvuf kaynaklarına da yeteri kadar bakmaya çalıştık. En azından Kütüb-ü Tis'a'yı iki defa baştan aşağı okuma fırsatı bulduk. Çok önemli bilgilere ulaştık. Paylaşmakta yarar buluyoruz; Peygamberimizin hayatının her anının zikir olduğu yargısına vardık. Kaynaklardaki dağınık bilgiler toplanacak olsa Resulullah'ın hayatında zikirle ilgili önemli bir külliyat oluşturulabilir. Daha sonra ulaşabildiğimiz bu bilgileri fişlemek suretiyle önümüzdeki önemli çalışmanın temelini oluşturduk.